Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümü üzerine pek çok kentte düzenenlenen basın açıklamalarında Narin Güran'ın katillerinin yargılanması talebi dile getirildi. Cezasızlık politikalarının, gerekli önleyici ve koruyucu önlemlerin alınmamasının çocukların ölümüne ve istismarına neden olduğu belirtilen açıklamalarda iktidarın politikaları eleştirildi, "Bakanlığın görevi sadece ailelerin ne kadar kutsal olduğunu anlatmak mı? O ailelerde çocuklar neler yaşıyor sormaz mısınız?" diyerek tepki gösterildi.

DİYARBAKIR'DA İKİ NOKTADA EYLEM

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın cansız bedeninin bulunması üzerine iki noktada kadın örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler yürüyüş düzenlemek için bir araya geldi.

Demokratik Bölgeler Partisi Diyarbakır İl Örgütü önünde bir araya gelen yüzlerce kişinin yapmak istediği yürüyüş polis tarafından engellenmek istendi. Polise seslenen DEM Parti İl Eş Başkanı Abbas Şahin "Burada yapılmak istenen yürüyüş kanunsuz değildir. Burada bizi engelleyeceğinize katilleri açığa çıkarın" diyerek tepki gösterdi. Kitle görüşmelerin ardından "Narin Güran ölümsüzdür", "Katil Hizbullah işbirlikçi AKP sloganı" sloganları atarak Koşuyolu Parkı'na yürüdü. 

Diyarbakır Çocuk Hakları Komisyonu, Diyarbakır  Şiddetle Mücadele Ağı ve Dicle Diyarbakır Kadın Platformunnun (DAKAP) çağrısıyla birçok demokratik kitle örgütü ve siyasi parti de Yenişehir ilçesine bağlı Ofis semtinde bulunan AZC Plaza önünde toplandı. Aralarında DEM Parti Milletvekili Beritan Güneş'in de olduğu kitleye polis barikat kurarak müdahale etti. Kitle "Katilleri koruma, hemen yargıla" sloganları attı.

Kitle bir süre sonra Koşuyolu Parkındaki diğer grubun yanına "Katil Hizbullah, işbirlikçi AKP", "Amed uyuma, Narin'ine sahip çık" sloganları ile yürüyüşe geçti.

İSTANBUL'DAKİ EYLEMLERDE 9 GÖZALTI

MTA 225 fayın deprem potansiyelini belirledi MTA 225 fayın deprem potansiyelini belirledi

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri de Diyarbakır’da katledilen Narin için İstanbul’da eylem düzenledi. Yapılan açıklamada "Aramalar yapılırken gizlilik kararı getirildi. Neden? Ne gizliyorsunuz? Susmadık. Biz bu ülkede çocukların kaybedildiğini biliyoruz. Çocukların istismara uğradığını biliyoruz. Verileri maniple etmeye kalkmayın. Aklımız var. Aklımızla alay etmeyeceksiniz. Sözde adı bakanlar neden 19 gündür köyü bir buçuk km ötesinde bulundu Narin. Vali açıklama yapıyor; belli olmasın diye dallarla üstü kapatılmış diye söylüyor. Kayıp bir çocuğun bulunması ile ilgili titizlikle arıyoruz dediğiniz şey bu mu? Dalga mı geçiyorsunuz?" denilerek tepki gösterildi. İstanbul Sözleşmesinden çıkılması eleştirildi, Lanzarote Sözleşmesinin uygulanması ve sorumluların yargılanması çağrısı yapıldı.  

Eylemin ardından polis, iki kadın GBT işlemi yaparak gözaltına aldı. Gözaltına alınan kadınların Kadıköy karakoluna götürüldüğü öğrenildi.
 
Demir Leblebi grubu da Beyoğlu’nun Taksim semtinde bulunan İstiklal Caddesi’nde protesto eylemi gerçekleştirdi. "Narin’in katili kutsal aileniz" pankartı açılan açıklamada, "Narin’i kaybedenler Gülistan Doku’yu kaybedenlerdir. Narin’i katledenler Berkin Elvan’ın, Ceylan Önkol’un, Cemile Çağırga’nın katilleridir." denildi. Daha sonra polis kitlenin açıklama yapmasını engelledi. Polis 7 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar Fatih’te bulunan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü belirtildi.

VAN NARİN İÇİN ADALET DEDİ

Van Emek ve Demokrasi Platformu, Cumhuriyet Caddesi’nde yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte Kürtçe ve Türkçe “Çocuklar için güvenli bir dünya Narin için adalet” yazılı pankart taşındı. 

Açıklamayı platform adına Eğitim Sen Van Şube Eşbaşkanı Funda Demir Bozkurt yaptı. Narin’in ölümünü iktidarın çocuk düşmanı politikalarından ayrı görmediklerini ifade eden Bozkurt, iktidarın politikalarının kadın ve çocuk faillerine güç verdiğini söyledi. Bozkurt, “Çocuğu koruyan güvencelerin uygulanmadığı, çocuk katillerinin cezasızlık ile korunduğu, çocuğa karşı şiddeti önleyici çalışmaların yapılmadığı, çocuk alanındaki kazanımların ortadan kaldırıldığı bu çocuk düşmanı düzende tek bir çocuğu daha kaybetmek istemiyoruz. Çocuğu koruma çalışmalarının çocukların hakları ihlal edildiği zaman değil bu ihlaller yaşanmadan yapılması gerekmektedir. Maalesef Türkiye’de devlet yetkilileri ve ilgili bakanlıklar ancak çocukların hakları ihlal edildiğinde, çocuklar kaybolduğunda veya çocuklar yaşamlarını yitirdiğinde yükselen baskı karşısında yalnızca anlık, işlevsel olmayan ve geçici tepki geliştirmektedir” dedi.

Narin’in hayattan koparılan tek çocuk olmadığını dile getiren Bozkurt, “Müslime Yağal, Leyla Akdemir ve daha nicelerinin arkasında benzer hikayelerin olduğunu biliyoruz. Bu çocukların öldürülmesinden sonra gerekli önleyici ve koruyucu önlemler alınmış olsaydı bugün Narin yaşıyor olacaktı. Çocuklar için yaşanılabilir ve güvenli bir dünya kurmak için iktidarın çocuk düşmanı, çocuğu hayattan koparan politikalarına karşı mücadeleye devam edeceğimize ve Narin’in faillerinin tespit edilip hak ettikleri cezayı almaları için dosyanın takipçisi olacağımıza kamuoyu önünde söz veriyoruz” ifadelerini kullandı. Açıklama, oturma eyleminin ardından son buldu. 

ADANA "AİLE, TARİKAT ZULMÜNE SON" DEDİ

Adana'da Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri, Atatürk Parkı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Narin Güran'ın katledilmesine tepki gösteren kadınlar, "Narinler ölmesin çocuklar yaşasın" diye seslendi.Platform adına açıklamayı yapan Ecem Sena Mutlay, ayda bin çocuğun kaybolduğunun konuşulduğunu, TÜİK'in 2016 yılından beri kaybolan çocuk verilerini açıklamadığına işaret ederek "Çocukların kaderi ölüm değildir" dedi.  Mutlay, "Gerçekleri susarak ortadan kaldıramazsınız. Daha kaç çocuk daha Narin gibi küçücük yaşta hayattan koparılacak? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ne iş yapıyor? Bakanlığın görevi sadece ailelerin ne kadar kutsal olduğunu anlatmak mı? O ailelerde çocuklar neler yaşıyor sormaz mısınız" diye sordu.

"Aile, tarikat zulmüne son. Narin'in hesabını soracağız" diyen Mutlay, "5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu var, tıpkı 6284 gibi. Kanun etkin uygulansın ki çocuklar yaşasın, özgürce yaşayabilsin. Lanzarote Sözleşmesi var, tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi. Uygulansın ki başka Narinler öldürülmesin. Yarın okullar açılıyor. Okullarda risk tarama formları uygulansın. Uygulansın ki çocuklar istismar edilmesin. Çözüm uzakta değil. Sözleşme, yasa etkin uygulanırsa çocuklar yaşayacak. Eşitçe yaşayacak. Narin’in de yarın okula gidecekti. Olması gereken yer sınıfıydı. Bir çocuğa daha ne oldu diye sormak istemiyoruz. Sormamak için mücadele edeceğiz" dedi.

Fotoğraf:Umut Yeğin

Kaynak: EVRENSEL