Manisa kadim uygarlıkların şehridir. Osmanlı'ya şehzade yurtluğu olmuştur biliriz. Bu durumu övünç kaynağı gören önemli bir kesim de vardır bu şehirde. Öyle ki merkez ilçelerimizden birine Şehzadeler adının verilmesi her ne kadar idari bir tasarruf olsa da genel anlamıyla kabul gören bir durum olmuştur. Nedense çocukluğumdan beri benim bu şehre ilişkin en büyük övünç kaynağım ise Torlak Kemal olmuştur. Şeyh Bedreddin'in "Azap Ortağı" olması , bu uğurda Osmanlı'nın baskı ve sömürüsüne karşı direniş geliştirip yine bu uğurda can vermesi günümüz yaşantılarına mihenk olmuştur ister istemez.
Ve günümüzün Manisa'sı kim ne derse desin, kim hangi geçmişiyle ,şehzadesiyle övünürse övünsün artık bir emekçi şehrine dönüşmüştür. Bütün geleceğini de bu gerçeklik etkilemektedir. Yakın zamanda Bakan Şimşek'in övünerek sunduğu" Çinli otomotiv devi BYD"'nin Manisa'da kuracağı fabrikayı teşviklerle desteklerken Manisa Organize Sanayisini ucuz ve örgütsüz emek vaadiyle uluslararası tekellerin süper kâr alanına çevirmek istemektedir. Elbette bu kente yatırımlar olmalı, buna kimsenin karşı duruşu olamaz. Ancak bu alanda istihdam edilen emekçilerin emekleri büyük sermayeye ucuz iş gücü olarak peşkeş çekilmemeli. Manisa Organize Sanayi Bölgesi ucuz emek cenneti olmamalı ve bu durumun merkezi bir politikanın uygulamasına dönüşmesine izin verilmemeli. Bizim karşı duruşumuz tam da bu noktadandır. Bu şehir emekçiyle var olageldi ve onunla hep var olacaktır. Artık Şehzade yurtluğu, emekçilerin birleşerek daha güzel bir dünyanın varolacağı yurtluğa dönüşmelidir.